4 Aralık 2012 Salı

ÇÜRÜK FANTAZİLER


  Mahremiyetini lekelenmiş bir utangaçlıktan alıp ilahi bir azaptan kurtulan, yılların  süpürülmüşlüğünü taşıyan yoksul yavan bir sevişme işte! Oysa annem senelerce beşiklerde günah-namus-bekaret erotizmi ile ninnileyip törpülemişken libidolarımı, ben dudaklara merhem niyetine güneşi ağzında getiren Zümrüdüanka kuşu edası ile teslim etmiştim şeffat mührü bir geceye! Tanrım bana cenneti vaad etme, Muhammed'in asr-ı saadetine ben kavuştum. Şimdi yıldızlara bir bir asıyorum her ten algısını; bir-iki, bir-iki Samanyolu izin vermiyordu üçe, nerden bilsin sevişmek başkaldırıştır diye!
                       -Sözcükler darağacında, giyotine dayamış her harf son demini almakta/dudaklarım günah tazyiki altında ezilir-rötuşa ihtiyaç duymayan dokunuşlar.
                        Dokunuşlar çırılçıplak/çığlık çığlığa kırçıl sakallar-içinde kaybolabileceğim sakallar. Hey tanrım tecrübesizlik ne lezzetli fantaziymiş!-
   Çürük... çürük fantaziler! Bilemezdim. ''Kırlangıçların kanatlarındaki beyaz tüyler kadar az kalmış şu dağlardaki kar olsamda eritir misin içinde beni? Ben razıyım.'' demiştim. Dağlarda bir çoban ateşi yanar kimliksiz bir kıvılcım gelir içime düşer sanki hiç işi yokmuş -gibi yanılmak beni öldürür! Ömründe bir kez açıp sonra ölen sarı sabrın simgesi tekila çiçeği gibi bekledim, bekledim, bekledim...
   Kızkulesini saçlarından yolasım gelir! Süpürgesini kaybetmiş çaresiz cadı havası sararken ruhumu annemi, babamı, komşunun filan fistanını, polisi, kahvedeki amcalarımı, dedelerimi düşünüp onların toz pembe namusunu kurtarışımın günahınıda ben boyadım. Sahi pembe günahlarda var mıdır?
   Yoksul bir çocuğun kemirdiği çamurlu tırnaklar kadar tırtıklı günler geçirmekteysem de bilerek seçmediğim bir yaşamın, isteyerek yaşamadığım bir cinsin yasını tutmak için kadere yaslanmaktan başka çare bulamıyorum. Koşullandırmalarla kokuşmuş ekşimiş bir sex yaşadığıma aldırmaz görünsem de şahmeranvari bir hüzün sexin iskeletini çevreler. Dudaklarımda bir sigara Tanrı'yı sorguya ben çekiyorum! Tanrım sence hangisi günah?Kendim dışında herkese ait olan bedenimin Ali'nin şarabına yatırılıp; arınsın, durulsun, yumuşasın diye takvimlerce bekletilişi mi yoksa bu tedirginliği bir gecede soyup üzerimden atamayışım mı?! Kalk kadın, kalk da doğrul bak, soru işareti nasıl çaresiz ve ünlem nasıl el pençe hissiyatın karşısında!
   Sızım rahme düşer, sarı sabır sararıp solar, burun kıvırdığı tek çiçek bile açmaz bu kez, geriye ölü bir kadın bedeni bırakmış olsa da...
Aslı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder