4 Aralık 2012 Salı

Başlarken...


Kadın cinsinin ilk sömürüldüğü mekanizmayla, cinsellikle devam ediyoruz yolumuza… Bütün ekonomik temelli sınıf tanımlamalarını bir kenara atıp, ilk sömürü sınıfı olarak tarihi yeniden yazıyoruz, kalemle-kağıtla, inançla ve çığlıklarla haykırdığımız sloganlarımızla verdiğimiz örgütlü cins mücadelesini, bu sayıda bedenini özgür yaşam uğruna, ölüme-açlık grevine sermiş kadınlar için yazarak, yükseltiyoruz.

Kadının özgürleşmesini, kimseden talep etmeden, erkek dünyanın bütün saldırılarını deşifre ederek, durmadan örgütlenerek, büyüyerek yazıyoruz. Kadın sınıfını erkek sömürüsünden çekip çıkaracak tek dinamizmin kadın olduğunun farkındalığıyla, 3 yaşındaki Dilan’ı unutmayarak, üniversite okuduğumuz için ahlaksız sayılmaktan çekinmeyerek, Siirt ve diğer tecavüz davalarının daimi takipçileri ve erkeklere başkaldırmış kadınlar olarak yazıyoruz.

İşkencelerde, bedenimiz üzerinden bizi tacizlerle, tecavüzlerle yenmeye çalışan, önce namusu bedenimize hapsedip ardından namus için bedenimizi paramparça eden polis devlete karşı yazıyoruz.

Eve hapseden, hapsettikleri evlerde tecavüz eden sonra da intihara zorlayan babalara, ağabeylere, kardeşlere karşı yazıyoruz.

Bedenimizi danteller, tüller içinde 34 kalıba sokmaya çalışan, sömürü halkların beden gücüyle çıkardıkları petrolleri dudağımıza ruj, gözümüze rimel yapan egemen-kapitalist devletlere karşı yazıyoruz.

Rızamızı kendi hazları üzerinden belirleyen, tecavüzcüleri koruyan erkek yargısına karşı ‘Kadın beyanı esastır’ diyerek yazıyoruz.

Sözde sosyal devletin, Kürt kadınlarının anadillerine uyguladığı tecrite karşı, kadın üzerinden yaşamsallaştırılan bütün asimilasyon politikalarına karşı yazıyoruz.

Yine, yeniden söylüyoruz: Kadın kimliğini sömürmeye dönük erkek uygulamaları politiktir. Bedenimize, kimliğimize, irademize dönük her türlü kırım politikasını kadın dokunuşuyla yeryüzünden silmek için,buradayız!!!

Sesimiz, nefesimiz olmak için cezaevlerinde kadın kimliğiyle direnişi yükselten kadınlara selam olsun; talepleriniz taleplerimizdir!

Ruşen S.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder