8 Eylül 2011 Perşembe

DUDAKLARIMDAN ÖPEN TANRIYDI!

Evrene giydirilmiş bu nimet giysisini, dünyanın her bir katmanına dilimleyen sempatik ve delişmen Eros'un aslında insanların kalbini kendilerine yabancılaştıran bir özgürlük okuydu fırlattığı! Sahi kendimizde eksik olana tıpış tıpış koştuğumuz bir zenginleşmeydi, içimizdeki ilah: AŞK!

Zaman acıya hazırlık mevsimi, kınalı eller şeb-i yeldada açılacak!-cemre kalbe düştü!-

İsmi 'Eşruh' olan oyunun prömiyeri için sahnede Meryem'in kızları: LEYLA û ASLI! Kendini tam hissetme kaygısının getirdiği mutsuzluktan arınmış, iffeti asaletinde olan duyguya yol alışın tam bir paradoksudur sunacakları gösteri! Oyunumuzda ses tabancası kullanılmıştır: AŞKA TARİHSEL BİR TETİK ÇEKTİK...

Şişşşttt!!! Biri sessizliğin sesini açsın çünkü aşk başladı!

—LEYLA:''Sen benim 'hiçbir şeyimsin' kimseye söyleyemediğim,' her şeyim!'Yalnızlığın Aslı yalnızlığın yorgunluğundayım, aşktayım!''

Geleneksel aşka çalım atmış bu kadınlar, gericiliğin dehşet verici öfkesini hissederken yediği sille ile sarsılan ruh, nefret suçunu işlemiş topluma gözüpek bir başkaldırıştaydı! Yaralı kimlik: 'Eşruh!' Mahremiyetin dönüşümü ifadedeki fakirlikle kendini ötelenmişlik olarak gösterirken; sahnede mahremiyet zincirine vurulmuş iki KAKTÜS!!!

Aşka susamış nefesler yapıştı memeye, arzuya bir ilmik daha...-sızı rahme düştü!-


Cinsel evrimde bir devrime yol alan farklı ve yasak olana karşı duyulan tutku, cinselliğin bir tabu olmaktan çıktığı yere götürür bizi.

Sahi sahi namus gözyaşları kuluçkaya yattı... Şimdi aşk bıçağın saadetinde!

Birleşmenin ilk(s)el gücünü keşfetmiş ruh için artık yaşlanan bedenin bir anlamı kalmamıştı, hasbelkader tanımlanma kaygısı yeni olmayan o sözcüğü bulmuştu; AŞK!

İkinci perde: Leyla kaybolma korkusunda kaybolmuş, erimiştir!-ruh eksik!-

Seyirci esrik halde kendini mistik coşkuya bırakırken acıyı yarıştırmanın varyasyonu bu kez koltuklarda. Kendini temsil edecek birini sevmekten öte olan bu cinsler üstü duygu, siyah gecenin dolunayın

Etrafını çevreleyişi gibi Aslı'nın iri gözlerini saran kara sürmeydi...

—LEYLA:''Ben kendimi affediyorum Tanrım, peki ya sen?''

—ASLI:''Niye Cennet kapıları Meryem in kızlarına kapalı mı? Oysa, oysa...Dudaklarımdan öpen Tanrı'ydı !!!''

Aşka ÂMİN!

Aslı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder