26 Ocak 2011 Çarşamba

ZAMANA AYKIRI KADINLAR!

Bitkinin narin çekirdeğine tecavüz edecek her türlü ayrık otudur artık törelerin ve kanıların ardına saklanmayan cesur kadına;şiddet! Oysa poposuna yediği ilk yaşam şamarıyla başlamamış mıdır kadının bengi-çilesi? Sahi aldığı ilk oksijenin yakıcılığıyla çektiği feryattaydı kadının çiftisyanı:...insanım...kadınım...

Zaman,kadının erkekten ziyade kadının hâkir gördüğü zaman,zaman kadının kadına taşkın sessizliğinin girdabı! Annenin oğlunu gelinine karşı kışkırtıp ya da kadının kocasını kızına karşı dolduruşa getirdiği öfkededir kadının hemcinsine uyguladığı şiddetin paradigması! Görücü usûlü evlenen,törelerin ağırlığındaki,aileiçi şiddetteki yalnız ve çaresiz kadına toplumsal yani kültürel anlamdaki şiddettir cabası olan!

Ve genç kadının ayakta kalabilmek için sığındığı, fon müziğinde yasaklı melodiler olan dünyası...

Kadın olmak...Bazen kardeş ve akrabalarının ölüm tehditleri yüzünden çok sevdiği Diyarbakır'a gelememiş dengbej divanının efsanevi kadın seslerinden bir AYŞE ŞAN, bazense artık babasının gözünde bir fahişe olup sahnedeki ilk gösterisi için:''Hayatımda mesut olduğum ilk gece...Beni; acıyarak değil, düşünerek,severek,kucaklayarak hatırlayın!'' diyen tiyatro aşkının bedelini hayatıyla ödeyen AFİFE JALE,kimi zamanda filozof ve bilim kadınları listesinin ilgi çekici HYPTIA'sı olarak karşımıza çıksada kadın!

Zaman ,Meryem'in gözlerinden süzülen yaşların zamanı...

Namus, kadının rahmine emanet edilen bir tür gibi algılanırken artık kadın yoğun çoğunluğa savunmasını başlatmıştı! İşte bunun bir bedeli vardı ve ilkler yol boyu bu bedeli ödediler,ödeyecekler...Onlar bu kısırdöngüye son veren kumsaatinin yeni taneleri...

İlk ateş olmak!

İlk türküyü söylemek!

İlk aşkı,direnişi başlatmak ve kadın olmak!

Şimdi zaman;ZAMANA AYKIRI KADINLAR'ın zamanı!

Aslı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder